Bu ilk gönderiniz. Değiştirmek veya silmek için Düzenle’ye tıklayın veya yeni bir gönderi başlatın. İsterseniz okuyuculara bu blogu yazmaya neden başladığınızı ve ne yapmayı planladığınızı söylemek için bu gönderiyi kullanın.
UĞURLAR OLA
Ey sürüden arkaya kalmış yiğit
Arkadaşın gitti haydi sen de git
Bak ne diyor ceddi şehidin işit
Haydi git evladım uğurlar ola
Haydi git evladım açıktır yolun
Zalimlere karşı bükülmez kolun
Bayrağı çek ön safa geçmiş bulun
Uğurun açık olsun uğurlar ola.
Eşele bir yerleri örten karı
Ot değil onlar dedenin saçları
Dinle şehit sesleridir rüzgarı
Haydi git evladım uğurlar ola
Haydi git evladım açıktır yolun
Zalimlere karşı bükülmez kolun
Bayrağı çek on safa geçmiş bulun
Uğurun açık olsun uğurlar ola
Haydi levent asker uğurlar ola
Yerleri yırtan sel olup taşmalı
Dağ demeyip taş demeyip aşmalı
Sende ki coşkunluğa er şaşmalı
Kahraman askerim uğurlar ola
Haydi git evladım açıktır yolun
Zalimlere karşı bükülmez kolun
Bayrağı çek ön safa geçmiş bulun
Haydi levent asker uğurlar ola
Haydi git evladım uğurlar ola.
KURTULUŞ SAVAŞI DESTANI
Kollumu salladım toplar oynadı
Karataş içinden çete kaynadı
Yaşasın Urfalılar teslim olmadı
De yürü yürü yürü kumandalarım yürü
Kumandanlar gidiyor dönmüyor geri
De yürü yürü yürü kahramanlarım yürü
Kahramanlar gidiyor dönmüyor geri
Tıfıldır hastahane karşı karşı
Gavur Fransız’ın bomba atışı
Urfa çetelerinin şaha kalkışı
De yürü yürü yürü kumandalarım yürü
Kumandanlar gidiyor dönmüyor geri
De yürü yürü yürü kahramanlarım yürü
Kahramanlar gidiyor dönmüyor geri.
KARANLIKTA
Akşam olur karanlıklar çökende Devriyeler adım adım gezende
Kar kaplamış solmuş güller görende
Sarılıp dallarını öpesim gelir
Sanki gökten kar yerine kan yağıyor
Kar altında üşümüş bir çocuk ağlıyor
Yaşlı gözleriyle bana bakıyor
Akan göz yaşını içesim gelir
İşte böyle karanlıklar içinde
Devriyeler adım adım gezende
Yar uykuda ben yine penceremde
Doğacak güneşi göresim gelir
HİKAYEMİZ
Bir güneşti gördüğüm dağlar ardında Uzanıp gittiğim yollar ateşti sanki
Tuttuğum ellerde dostluk saklı bağrımda
Yürüyüp gittiğim yollar ateşti sanki.
Bir volkandı içimizde coşan nehirler
Coştukça umutlar hep taşardı sanki
Ne oldu bizim güneşe neden doğmuyor
Uzun uzak gecelerde sabah olmuyor.
İşte bizim hikayemiz hep böyle gider
Umutlar hep gecelerde yol olur gider
İşte bizim hikayemiz burada biter
Aydınlıklar karanlıkta yol olur gider.
BIRAK BENİ
Bırak beni gayri uçam
Uçamda yollara göcem
Ben uçmasam bil ki içem
Uçsuz yollara yollara.
Kuş ehline durak olmaz
Durur ise yüzüm gülmez
Ben uçmasam bahar gelmez
Gonca güllere güllere.
Bir gün gelir ben giderim
Yedi iklim, yurdum yerim
Bellenmeyen türkülerim
Düşer dillere dillere
MAVİYE ÇALAR GÖZLERİ
İtten aç yılandan çıplak
Gelip durmuşsam kapına
Var mi ki doymazlığım.
Oturmuş yazıcılar
Fermanımı yazar
Ne olur gel etme gel
Ay karanlık.
Maviye…
Maviye çalar gözlerin.
ahmet kaya sarkisozlerimiz.net
Dört yanım puşt zulası
Dost yüzlü dost gülücüklü
Cigaramdan yanar
Alnım alnımı öperler
Suskun hayın ciyansı.
Neyleyim gecede
Ölesim tutmuş
Etme gel ne olur gel
Ay karanlık
Yapma gel ne olur gel
Ne olur gel
Ay karanlık.
Maviye…
Maviye çalar gözlerin.
AYNI DALDAYDIK
Saat 21’i vuranda
Burada kan panalar çalardı
Burada…
Burada hasret ve dert
Bugün görüş günümüz
Herkes geldi, sen nerdeydin?
Aynı daldaydık
Aynı daldaydık
Aynı daldan düştük ayrıldık
Aramızda yüzyıllık zaman
Yol yüzyıllık.
Tam yüzyıl..
Tam yüzyıl oldu yüzünü görmeyeli
Gözlerinin içimde durmayalı.
Dokunmayalı sıcaklığına karnının
Tam yüzyıldır bekler beni bu şehirde bir kadın
Aynı daldaydık
Aynı daldaydık
Aynı daldan düştük ayrıldık
Aramızda yüzyıllık zaman
ŞAHİN GİBİ
Sabahtan uğradım ben bir güzele
Güzel ağlatmadı güldürdü beni
Ben güzelden böyle vefa ummazdım
Ak göğsün üstüne kondurdu beni
Ahu gelin kınalı gelin
Şahin gibi yükseklerden uçarken
Keklik ininden geçerken
Ab-ı kevser ırmağından içerken
Susuz çöllerden kandırdı beni
Ahu gelin kınalı gelin
Susuz pınarlardan kandırdı beni
Ahu gelin kınalı gelin.
KIZ KAÇIRAN
Dağlar dik çeşmeler kuru
Yarimin benzi çok sarı
Ölüm var dönülmez geri
Yürü yağız atım yürü.
Yarim bu gece yoruldu
Kaçırdığıma darıldı
Bak daha sıkı sarıldı
Yürü yağız atım yürü.
Dağlar geçilmiyor kardan
Aman yok ki candarmadan
Ayrılamam ben bu yardan
Yürü yağız atım yürü.
Peşime düştü takipler
Boynumu bekliyor ipler
Zeybekler seni ayıplar
Yürü yağız atım yürü.
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
Ard arda bilmem kaç zemheri geçti
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül gürül akan bir dünya…
Bir ben uyumadım,
Kaç bahar leylim
Hasretinden prangalar eskittim
Karanlık gecelerde kendimden geçtim
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yandan bir bu yandan
Elma yanaktan
Açar kan kırmızı yedi verenler
Kar yağıyor bir yandan
Savrulur Karaca dağı, savrulur Zozan
Bak bıyığım buz tuttu
Üşüyorum ben.
Zemheri de uzadıkça uzadı
Seni baharmışsın gibi düşünüyorum
Seni Diyarbekir gibi düşünüyorum.